🧑⚖️ Apple Sonunda Hakketiğini Buldu! - Hafta 18/2025
Herkese selamlar dostlar! Yeni bir bölüme hoş geldiniz. Bugün 4 Mayıs 2025.
📚 Bu hafta neler var?
🧑⚖️ Haftanın Olayı - Apple Mağaza Dışı Alımlardan Komisyon Alamayacak
Bu haftanın en çok konuşulan konusu şüphesiz Apple ile ilgili mahkeme kararı oldu. ABD mahkemeleri, Apple'ın kendi uygulama mağazası dışından yapılan satın alımlarda komisyon talep etmesinin rekabete aykırı olduğuna hükmetti.
🍎 Mahkeme Kararı ve Öncesi
Hatırlatmak gerekirse, Apple başlangıçta uygulama dışı satın alımlara hiç izin vermiyordu. Ancak Avrupa Birliği ve ABD'deki yasal baskılar sonucu bu politikadan geri adım atmak zorunda kalmıştı. Fakat bu izni verirken de bir şart koştu: Uygulama dışından yapılan alımlarda bile Apple'a %27 komisyon ödenmesi gerekiyordu.
🏛️ Yargıdan Net Karar: Komisyon Yok
İşte ABD mahkemeleri, Apple'ın bu %27'lik komisyon talebini de yasadışı buldu. Karara göre, bir şirket kendi mağazası dışından yapılan bir satıştan komisyon talep edemez. Apple, kararı şimdilik uygulayacağını ancak temyize gideceğini açıkladı.
🚀 Spotify ve Patreon Harekete Geçti
Mahkeme kararının hemen ardından Spotify ve Patreon hızla harekete geçti. Her iki platform da uygulamalarını güncelleyerek kullanıcıların Apple'a komisyon ödemeden doğrudan ödeme yapabilmesini sağladı. Artık bu platformların kullanıcıları, abonelik veya içerik alımlarını daha uygun maliyetle gerçekleştirebilecek.
🎮 Epic Games'ten Yeni Komisyon Modeli
Bu gelişmelerin ardından Epic Games de bir duyuru yaparak kendi mağazasında Apple platformları için oyun yayınlayan geliştiricilere yönelik yeni bir komisyon modeli sundu. Buna göre, geliştiriciler ilk 1 milyon dolarlık kazançları için hiç komisyon ödemeyecek, bu sınır aşıldıktan sonraki kazançlar içinse %12 komisyon alınacak.
💪 Epic Games'in Mücadelesi ve Tüketiciye Etkisi
Epic Games'in geçmişte Apple'a karşı başlattığı hukuki mücadelenin, bugünkü kararın alınmasında önemli bir payı olduğunu unutmamak gerek. Her ne kadar kendi ticari çıkarları için hareket etmiş olsalar da, Epic Games'in bu duruşu sonuç olarak tüketicilerin de lehine oldu ve uygulama içi ödemelerde daha rekabetçi bir ortamın oluşmasına kapı araladı.
🤖 Yapay Zeka
👀 Perplexity Tarayıcısı Her Şeyinizi Takip Etmek İstiyor
Perplexity AI, yakında piyasaya sürmeyi planladığı yeni tarayıcısıyla ilgili tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. Şirketin CEO'su, tarayıcı geliştirme motivasyonlarının temelinde kullanıcıların yapay zeka arama motoru dışında internette ne yaptıklarını öğrenme isteği yattığını belirtti. Amaçlarının ise bu verileri kullanarak kullanıcılara daha "premium" ve hedefli reklamlar sunmak olduğu ifade edildi.
🎯 Tarayıcının Asıl Amacı: Kapsamlı Veri Toplama
Perplexity CEO'su, Aravind Srinivas, bu konudaki düşüncelerini oldukça açık bir şekilde dile getirdi:
"Bir tarayıcı geliştirmek istememizin diğer nedenlerinden biri de, sizi daha iyi anlayabilmek için uygulama dışından bile veri toplamak istememizdi. Çünkü insanların bu yapay zekalara verdiği komutların bazıları tamamen işle ilgili. Bunlar kişisel şeyler değil."
"Öte yandan, ne satın aldığınız, hangi otellere gittiğiniz, hangi restoranlara gittiğiniz, neye göz atarak zaman geçirdiğiniz bize sizin hakkınızda çok daha fazla şey anlatıyor."
🧐 CEO'nun Gerekçesi: "Kişiselleştirilmiş" Reklamlar
CEO Srinivas, kullanıcıların bu düzeydeki bir takibi sorun etmeyeceğini, çünkü bunun sonucunda karşılarına çıkan reklamların daha alakalı ve dolayısıyla kendi yararlarına olacağını düşünüyor.
🗓️ Lansman ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Perplexity'nin yeni tarayıcısını Mayıs ayı içinde (yani bu ay) piyasaya sürmesi bekleniyor. CEO'nun bu net ifadeleri ışığında, Perplexity tarayıcısını veya diğer ürünlerini kullanırken kişisel verilerin gizliliği konusunda ekstra dikkatli olmakta fayda var gibi görünüyor.
🤔 Veri Toplama Etiği Tartışması
Elbette şirketlerin gelir elde etmek için reklam modelleri kullanması doğal. Ancak buradaki temel soru, reklamcılık adına ne kadar ileri gidilebileceği ve kullanıcı verilerinin hangi sınırlar dahilinde toplanıp kullanılabileceği. Geçmişte benzer veri toplama pratiklerinin yol açtığı sorunlar göz önüne alındığında, Perplexity CEO'sunun yaklaşımı ve kullandığı dil, veri mahremiyeti konusunda hassas olan kullanıcılar için endişe verici olabilir. Gelişmeleri takip etmek ve şirketin bu konudaki adımlarını görmek önemli olacak.
📉 Popüler Yapay Zeka Mesleği Prompt Engineering Öldü
Geçtiğimiz yılın en popüler ve gelecek vaat eden mesleklerinden biri olarak görülen "prompt engineering" (yapay zekaya doğru komut verme sanatı), Wall Street Journal'a göre artık önemini yitirdi ve "öldü".
🚀 2023'ün Gözdesiydi, Şimdi Gözden Düştü
Henüz 2023'te yılda yüz binlerce dolar kazandıran bir uzmanlık alanı olarak parlayan prompt engineering, yapay zeka teknolojilerinin hızla gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte eski popülerliğini kaybetti.
🤔 Neden Önemini Yitirdi?
Bu hızlı düşüşün birkaç temel nedeni var:
- Yaygınlaşan Kullanım: Yapay zeka araçları artık çok daha fazla insan tarafından kullanılıyor. Sektördeki profesyoneller, zamanla yapay zeka ile nasıl daha etkili iletişim kuracaklarını öğrendiler.
- Gelişen Yapay Zeka: Yapay zeka modelleri artık çok daha gelişmiş durumda. "Düşünce zinciri" (chain-of-thought) gibi teknikler sayesinde kullanıcıların karmaşık veya belirsiz isteklerini daha iyi anlayabiliyorlar.
- AI Destekli Prompt İyileştirme: Kullanıcılar artık kendi yazdıkları komutları (prompt'ları) iyileştirmek için yine yapay zekadan yardım alabiliyorlar. Özel olarak eğitilmiş yapay zeka modları, basit bir girdiyi daha etkili bir komuta dönüştürebiliyor.
✅ Kaliteli Girdinin Önemi Devam Ediyor
Elbette bu durum, yapay zekaya doğru ve etkili komut vermenin önemsizleştiği anlamına gelmiyor. Yapay zekaya verilen girdinin kalitesi, alınacak çıktının kalitesini doğrudan ve büyük ölçüde etkilemeye devam ediyor. Ancak bu beceri, artık sadece bu işe adanmış ve yüksek maaşlı özel bir uzmanlık alanı olmaktan çıkıp, yapay zekayı kullanan herkesin sahip olması gereken temel bir yetkinlik haline geldi. Dolayısıyla, bir zamanların "altın mesleği" için artık eskisi kadar yüksek bir talep bulunmuyor.
💻 Microsoft: Kodlarımızın %30'unu Yapay Zeka Yazıyor
Yapay zekanın yazılım geliştirme süreçlerindeki rolü giderek artıyor. Microsoft CEO'su Satya Nadella, yaptığı bir açıklamada şirket bünyesinde yazılan kodların %30'unun artık yapay zeka tarafından üretildiğini belirtti.
🤔 Google da Benzer Oranı Paylaşmıştı
İlginç bir şekilde, kısa bir süre önce Google CEO'su Sundar Pichai de benzer bir oran telaffuz ederek kendi şirketlerindeki kodların yaklaşık %30'unun yapay zeka yardımıyla yazıldığını ifade etmişti. İki teknoloji devinden benzer oranların gelmesi dikkat çekici.
❓ Yüzdelik Hesaplaması Nasıl Yapılıyor?
Ancak bu %30'luk oranın tam olarak nasıl hesaplandığı konusunda bir belirsizlik söz konusu. CEO'lar bu iddialı rakamları dile getirirken, hesaplama metodolojisi hakkında detay vermiyorlar. Örneğin:
- Yapay zekanın sıfırdan yazdığı kodlar mı kastediliyor?
- Bir yazılımcının yapay zekadan aldığı öneriyi kullanması veya üzerinde değişiklik yaparak entegre etmesi bu yüzdeye dahil mi?
- Kod tamamlama özelliklerinin katkısı ne ölçüde hesaba katılıyor?
Bu soruların cevapları netleşmeden, açıklanan yüzdeliklerin tam olarak ne ifade ettiğini anlamak zor. Şimdilik, bu iddiaların yapay zekanın kodlama süreçlerindeki artan etkisini vurgulayan genel bir gösterge olduğunu kabul etmekle yetiniyoruz.
🛒 ChatGPT Artık Alışveriş Yapmanıza Yardımcı Oluyor
ChatGPT, yeteneklerine bir yenisini ekleyerek artık kullanıcılara alışverişlerinde yardımcı olmaya başladı. Bu yeni özellik sayesinde, aradığınız ürünleri bulmak ve farklı seçenekleri değerlendirmek daha kolay hale gelebilir.

🛍️ Yeni Özellik: Ürün Bulma ve Bağlantı Sunma
ChatGPT'nin yeni alışveriş asistanı özelliği, kullanıcıların aradığı ürünlere uygun seçenekleri tespit ediyor ve bu ürünlerin satıldığı çeşitli online pazar yerlerindeki bağlantıları sunuyor. Bu sayede farklı platformlardaki fiyat ve modelleri tek bir yerden görmek mümkün olabiliyor.
✅ Nasıl Çalışıyor? (Şimdilik Reklamsız)
Şu anki haliyle özellik, Google Alışveriş gibi platformların aksine reklamlı içerik veya sponsorlu ürün yerleştirmesi yapmıyor. Sonuçlar tamamen kullanıcının girdiği bilgilere ve isteklere göre şekilleniyor gibi görünüyor.
🇹🇷 Türkçe Desteği Mevcut
Bu yeni alışveriş özelliğinin Türkçe dil desteği de bulunuyor. Özelliği kendiniz de deneyerek performansını test edebilirsiniz.
💰 Gelecekte Reklam Olasılığı
Özelliğin ne kadar kullanışlı ve güvenilir olacağını zaman gösterecek. Ancak, OpenAI'ın bu özelliği ilerleyen dönemlerde bir gelir modeline dönüştürmesi ve reklamlı bir yapıya geçirmesi kuvvetle muhtemel.
Şimdilik reklamsız olmasının nedenleri arasında özelliğin henüz yeni ve "ham" olması, ayrıca yapay zekaya yönelik genel algının hala tam olarak oturmaması gösterilebilir. Ancak teknoloji olgunlaştıkça ve kullanıcı adaptasyonu arttıkça, "parayı verenin düdüğü çaldığı" bir reklam sisteminin entegre edilmesi şaşırtıcı olmayacaktır.
🤖 Meta, ChatGPT'ye Rakip Meta AI'ı Duyurdu
Meta, yapay zeka alanındaki rekabete iddialı bir giriş yaparak kendi yapay zeka asistanı Meta AI'ı duyurdu. Bu hamle şirketin doğrudan OpenAI'ın ChatGPT'sine rakip olmayı hedeflediğini gösteriyor.
✨ Meta'dan Yeni Hamle: Meta AI
Meta AI, şirketin kendi geliştirdiği Llama dil modellerini temel alıyor. Kullanıcılar, bu yeni platform aracılığıyla yapay zeka ile sohbet edebilecek ve metin tabanlı komutlarla görseller üretebilecekler. Bu temel özellikler açısından ChatGPT ve benzeri platformlara oldukça benziyor.

🔗 Özellikleri: Sohbet, Görsel Üretimi ve Sosyal Akış
Meta AI'ın rakiplerinden ayrışmayı hedeflediği noktalardan biri ise getirdiği sosyal etkileşim özelliği. Kullanıcılar, dilerlerse Meta AI ile yaptıkları konuşmaları veya ürettikleri içerikleri diğer kullanıcılarla paylaşabiliyorlar. Bu paylaşımlar, bir sosyal medya akışına benzer şekilde görüntülenebiliyor.

🇹🇷 Türkiye'de Henüz Kullanımda Değil
Meta AI uygulaması şu an için Türkiye'deki kullanıcılara açık değil. Ancak Meta'nın küresel yayılma stratejisi düşünüldüğünde, uygulamanın zamanla Türkiye pazarına da sunulması bekleniyor.
🔒 Gizlilik Endişeleri
Meta'nın yapay zeka modelleri (Llama serisi) kısmen açık kaynaklı bir yapıya sahip olsa da, şirketin geçmişteki veri gizliliği ve mahremiyet konusundaki sicili bazı kullanıcılar için endişe kaynağı olabilir. Özellikle yapay zeka ile yapılan kişisel veya hassas olabilecek konuşmaların güvenliği ve gizliliği konusunda Meta'ya ne kadar güvenilebileceği bir soru işareti olarak duruyor.
🗺️ Yapay Zeka GeoGuessr Ustası'nı Yendi: Mahremiyet Endişeleri Artıyor
Yapay zekanın yetenekleri, popüler coğrafi tahmin oyunu GeoGuessr'da dikkat çekici bir başarıya imza attı ve bu durum kişisel mahremiyetle ilgili yeni endişeleri gündeme getirdi.
🌍 GeoGuessr Nedir?
Bilmeyenler için GeoGuessr, oyuncuları Google Street View kullanarak dünyanın rastgele bir noktasına bırakan ve bulundukları yeri harita üzerinde tahmin etmelerini isteyen bir oyun. Oyunda başarılı olmak için çevresel ipuçlarını (tabelalar, bitki örtüsü, mimari, yol işaretleri vb.) dikkatlice analiz etmek gerekiyor.
🏆 Yapay Zeka Zirvede: o3 Modeli Ustayı Geçti
Bu oyunda "Master" seviyesinde bir oyuncu olan Sam Patterson, OpenAI'ın gelişmiş yapay zeka modellerinden biri olan o3 modeliyle yaptığı mücadeleyi kaybetti. Bu gelişme yapay zekanın görsel verileri analiz ederek konum tespiti yapma konusunda ne kadar ilerlediğini gösteriyor.
📸 Herkesin Erişebileceği Bir Yetenek
Daha önceki bültenlerde de değindiğimiz gibi, görselden konum bulma yeteneği artık sadece özel sistemlerde değil, halka açık yapay zeka modellerinde de (değişen başarı oranlarıyla da olsa) mevcut. Bu da teorik olarak herhangi bir fotoğrafın konumunun, o fotoğrafı analiz edebilen bir yapay zeka tarafından tahmin edilebileceği anlamına geliyor.
🔒 Mahremiyet Riskleri Artıyor
OpenAI'ın o3 modelinin GeoGuessr ustasını yenebilmesi, bu teknolojinin potansiyelini gözler önüne seriyor. Her ne kadar yapay zeka her zaman %100 doğru sonuç vermese de, bu yeteneğin yaygınlaşması ciddi mahremiyet riskleri taşıyor.
Paylaşılan bir fotoğrafın konumunun kolayca tespit edilebilmesi, kişisel güvenlik ve gizlilik açısından önemli sorunlara yol açabilir.
🇹🇷 Google NotebookLM'e Türkçe Dil Desteği ve Mobil Uygulama Geldi
Google'ın yenilikçi yapay zeka aracı NotebookLM, aldığı yeni güncellemelerle daha erişilebilir ve kullanışlı hale geldi. Artık Türkçe dil desteği sunuyor ve bir mobil uygulaması da mevcut.
🎙️ NotebookLM Nedir? Notlardan Podcaste
NotebookLM, kullanıcıların yüklediği dosyaları, web bağlantılarını ve kişisel notları analiz ederek bunları temel alan çeşitli çıktılar üretebilen bir yapay zeka asistanı. En dikkat çekici özelliklerinden biri, sağladığınız materyalleri kullanarak iki kişinin sohbet ettiği, bilgilendirici ve hatta eğlenceli sesli podcast'lere dönüştürebilmesi.
🎉 Türkçe Dil Desteği Eklendi
Google, NotebookLM'in yeteneklerini daha geniş bir kitleye ulaştırmak amacıyla platforma yeni diller ekledi ve bu diller arasında Türkçe de bulunuyor. Artık Türkçe notlarınızı, dokümanlarınızı veya bağlantılarınızı kullanarak NotebookLM'in özelliklerinden faydalanabilirsiniz.
💡 Kullanım Alanları ve Olanaklar
NotebookLM'in potansiyel kullanım alanları oldukça geniş:
- Ders notlarınızı yükleyip özet podcast'ler oluşturarak tekrar yapabilirsiniz.
- Yüklediğiniz materyallerle ilgili kendinizi test etmek için sohbet arayüzünden quiz yapmasını isteyebilirsiniz.
- Uzun metinleri veya makaleleri daha kolay tüketilebilir bir ses formatına dönüştürebilirsiniz.
📱 Artık Mobilde!
Daha önce sadece web arayüzü üzerinden erişilebilen NotebookLM için Google artık bir mobil uygulama da yayınladı. Bu sayede notlarınıza ve yapay zeka destekli özetlerinize mobil cihazlarınızdan da kolayca ulaşabilirsiniz.
🗣️ Google'dan Dil Öğrenmeyi Kolaylaştıran Yapay Zeka Araçları
Google, dil öğrenme sürecini daha interaktif ve keyifli hale getirmeyi amaçlayan yeni deneysel yapay zeka araçlarını tanıttı. Bu araçlar, Google Labs üzerinden ücretsiz olarak denenebiliyor.
✨ Deneysel Araçlar Tanıtıldı
Google'ın sunduğu bu yeni sistemler, yapay zekayı kullanarak dil pratiği yapmanın yenilikçi yollarını sunuyor.
💡 Üç Farklı Öğrenme Yöntemi
Şu an için üç farklı araç bulunuyor:
- Senaryo İnşası: Kullanıcının belirlediği bir senaryo (örneğin, restoranda yemek sipariş etme) etrafında uygun kelime ve dil bilgisi yapıları önererek pratik yapma imkanı sunuyor.
- Deyim Öğrenimi: Belirli bir konuşma bağlamı üzerinden sık kullanılan deyimleri ve anlamlarını öğretiyor.
- Görsel Kelime Öğrenimi: Kullanıcının yüklediği bir resimdeki nesnelerin hedeflenen dildeki karşılıklarını ve anlamlarını açıklıyor.
👍 İnteraktif ve Eğlenceli Deneyim
Bu üç aracın da ortak noktası, öğrenme sürecini pasif bilgiden ziyade aktif katılım ve etkileşim üzerine kurması. Bu da dil öğrenimini daha eğlenceli ve akılda kalıcı hale getirebilir. İlgilenenler bu adresten yeni araçları deneyebilirler.
🔎 Google, ABD'de Arama Sonuçlarına Yapay Zeka Modu Ekliyor
Google, arama motoru alanındaki yapay zeka entegrasyonlarına bir yenisini ekliyor. Şirket, ABD'deki kullanıcılar için arama sonuçları sayfasının üst kısmına yeni bir "AI Mode" (Yapay Zeka Modu) eklemeye başladı.
🇺🇸 Arama Deneyimi Değişiyor (ABD İçin)
Bu yeni mod aktif edildiğinde, kullanıcılar standart bağlantı listesi yerine, yapay zeka tarafından oluşturulmuş özetlenmiş cevaplar ve bilgilerle karşılaşacaklar. Bu deneyim Perplexity AI veya ChatGPT'nin arama özelliklerine benzer bir yapı sunacak.
🤔 Nasıl Çalışacak?
Kullanıcılar, arama çubuğunun yanında belirecek bu yeni modu seçerek yapay zeka destekli özet sonuçları görebilecekler. İsterlerse klasik bağlantı listesi görünümüne geri dönebilecekler.
❓ Türkiye'ye Neden Gelmiyor?
Google'ın yapay zeka destekli arama özellikleri (AI Overviews, AI Mode vb.) şu ana kadar ne yazık ki Türkiye dahil birçok ülkede kullanıma sunulmadı. Bu özelliklerin neden sadece ABD ile sınırlı kaldığı ve diğer bölgelere ne zaman geleceği konusunda henüz net bir bilgi bulunmuyor.
⏰ Claude'un Derin Araştırma Modu Artık Daha Uzun Sürebiliyor
Anthropic'in yapay zeka sohbet robotu Claude, "derin araştırma" (deep research) olarak adlandırılan özelliğinin süresini uzattı. Artık bu mod, kapsamlı raporlar oluşturmak için 45 dakikaya kadar çalışabilecek.
⏱️ Araştırma Süresi Uzatıldı
Daha önce belirli bir süre limiti olan derin araştırma modu, artık çok daha karmaşık ve detaylı konular üzerinde çalışırken daha fazla zamana sahip olacak. Artış özellikle akademik araştırmalar veya kapsamlı pazar analizleri gibi derinlemesine bilgi gerektiren görevler için faydalı olabilir.
📄 Derinlemesine Raporlar İçin
Derin araştırma modu aktif edildiğinde Claude, ilgili konu hakkında çeşitli kaynakları tarayarak, bilgileri sentezleyerek ve analiz ederek daha bütüncül ve detaylı bir rapor sunmayı hedefliyor. Sürenin uzatılması bu raporların kalitesini ve kapsamını artırma potansiyeli taşıyor.
✅ Kullanıcı Deneyimi ve Dikkat Edilmesi Gerekenler
Gemini ve ChatGPT gibi diğer platformlarda da benzer "derinlemesine analiz" veya "araştırma modu" özellikleri bulunuyor. Bu özellikler genel olarak faydalı olsa da, kullanıcı deneyimleri yapay zekanın zaman zaman yanlış alıntılama yapabildiğini veya hatalı bilgiler sunabildiğini gösteriyor.
Bu nedenle, Claude'un veya diğer yapay zekaların derin araştırma modlarından elde edilen çıktıları mutlaka doğrulamak ve kritik bir gözle değerlendirmek gerekiyor.
🔒 Güvenlik
⚠️ Zararlı USB Portları İzin Olmadan Veri Çalabiliyor (Juice Jacking Açığı)
Kamuya açık alanlardaki USB şarj portlarını kullanırken dikkatli olmakta fayda var. Yapılan yeni bir araştırma, "Juice Jacking" adı verilen bir yöntemle, zararlı USB portlarının telefonlardan izin almadan veri çalabileceğini ortaya koydu.
🔌 "Juice Jacking" Nedir?
Bu saldırı türünde siber suçlular halka açık şarj istasyonlarındaki (havaalanları, kafeler vb.) USB portlarını modifiye ederek veya kendi zararlı portlarını yerleştirerek, şarj için bağlanan cihazlardan veri çalmayı hedefler.
🔓 İzin Mekanizması Nasıl Aşılıyor?
Normal şartlarda bir telefonu USB ile bilgisayara veya başka bir cihaza bağladığınızda, veri aktarımı için telefonunuzdan onay vermeniz istenir. Ancak araştırmacılar, hem iOS hem de Android işletim sistemlerinde bulunan USB protokolündeki bir zafiyet nedeniyle bu izin mekanizmasının aşılabildiğini keşfettiler. Yani telefonu sadece şarj etmek amacıyla bile zararlı bir porta taktığınızda, farkında olmadan dosya erişimine izin vermiş olabiliyorsunuz.
🛡️ Risk ve Korunma Yöntemi
Bu açık, özellikle eski iOS ve Android sürümlerini kullanan milyonlarca cihaz için ciddi bir risk oluşturuyor. Apple ve Google en son sürümlerde bu açığa karşı önlemler almaya çalışsa da, güncel olmayan cihazlar savunmasız kalıyor.
Bu tür saldırılardan korunmanın en etkili yolu ise basit: Güvenmediğiniz, kaynağını bilmediğiniz halka açık USB portlarını kullanmaktan kaçının.
📶 AirPlay Cihazları Wi-Fi Üzerinden Hacklenebiliyor: Güncellemeleri Yapın!
Apple'ın AirPlay teknolojisini kullanan cihazlarda kritik bir güvenlik açığı tespit edildi. Araştırmacılar aynı Wi-Fi ağı üzerindeki saldırganların AirPlay özellikli cihazları hackleyebileceğini gösterdi.
🔗 Açık Nasıl Çalışıyor?
Saldırganın bu açıktan faydalanabilmesi için hedef cihazla aynı Wi-Fi ağına bağlanması yeterli. Ağ erişimi sağlandıktan sonra, saldırgan savunmasız AirPlay cihazına bağlanarak üzerinde zararlı kod çalıştırabilir, cihazın kontrolünü ele geçirebilir veya hassas bilgilere erişebilir. Bu durum milyonlarca Apple TV, AirPlay destekli hoparlör gibi cihazı risk altında bırakıyor.
⚠️ Riskler Neler?
Bu güvenlik açığı, cihazın tamamen ele geçirilmesine kadar varabilecek ciddi sonuçlar doğurabilir. Saldırganlar cihazı dinleyebilir, casus yazılım yükleyebilir veya daha büyük ağ saldırıları için bir sıçrama tahtası olarak kullanabilir.
✅ Çözüm: Güncelleme Şart! (Ama Dikkat)
Apple, kendi ürettiği cihazlar (iPhone, iPad, Apple TV, HomePod vb.) için bu açığı kapatan güncellemeleri yayınladı. Bu nedenle, sahip olduğunuz tüm Apple cihazlarının en son yazılım sürümlerine güncellenmesi büyük önem taşıyor.
Ancak AirPlay teknolojisini kullanan üçüncü parti üreticilere ait cihazlar (bazı akıllı TV'ler, hoparlörler vb.) için durum daha belirsiz. Bu üreticilerin güncellemeyi ne zaman yayınlayacağı veya yayınlayıp yayınlamayacağı belli değil. Eğer üçüncü parti bir AirPlay cihazınız varsa, güncellemeleri takip etmeniz ve özellikle güvenli olmayan (halka açık vb.) Wi-Fi ağlarında dikkatli olmanız önerilir.
🔒 WhatsApp, Bulut Yapay Zeka Özelliklerini Uçtan Uca Şifreleyecek
Meta, WhatsApp'a entegre etmeyi planladığı yapay zeka özellikleri için yeni bir gizlilik ve güvenlik yaklaşımı duyurdu. Şirket bulut tabanlı yapay zeka işlemlerini uçtan uca şifreleme ile koruyacağını iddia ediyor.
☁️ Meta'dan Yeni Güvenlik Vaadi
Bazı gelişmiş yapay zeka özellikleri, cihaz üzerinde yerel olarak çalıştırılamayacak kadar yoğun işlem gücü gerektiriyor. Bu nedenle Meta, bu tür özellikler için bulut altyapısını kullanmayı planlıyor. Ancak kullanıcı gizliliğini korumak adına, bu bulut işlemlerinin uçtan uca şifreleneceğini belirtiyor.
⚙️ Teknik Detaylar: Şifreleme ve Açık Kaynak
Meta'nın açıklamasına göre plan şu şekilde işleyecek:
- Kullanıcıların yapay zeka ile ilgili istekleri (örneğin, bir metin özeti istemek) cihaz üzerinde anonimleştirilecek ve uçtan uca şifrelenecek.
- Şifrelenmiş istek, Meta'dan bağımsız olduğu iddia edilen özel bir sunucuya gönderilecek.
- İstek sunucuda işlenecek ve sonuç yine şifreli olarak kullanıcıya geri gönderilecek.
- Meta, bu işlemler için kullanılacak kodları şeffaflık amacıyla açık kaynak olarak yayınlayacağını da taahhüt ediyor.
🤔 Gizlilik Endişeleri Devam Ediyor
Meta'nın gizlilik konusundaki geçmişi göz önüne alındığında, bu vaatlere temkinli yaklaşmak gerekiyor. Her ne kadar verilerin şifrelenerek gönderileceği söylense de, yapay zeka işleminin gerçekleşebilmesi için verinin sunucu tarafında mutlaka çözülmesi gerekiyor.
İşte kritik soru burada ortaya çıkıyor: Sunucuda geçici olarak bile olsa çözülmüş olan bu verilere kimlerin, nasıl erişebileceği belirsiz. Meta, verilerin işlendikten hemen sonra silineceğini iddia etse de, bu mekanizmanın pratikte ne kadar güvenli olacağı ve denetlenebilirliği konusunda soru işaretleri bulunuyor.
Açık kaynak kod taahhüdü olumlu bir adım olsa da, uygulamanın kendisi kadar sunucu tarafındaki süreçlerin de şeffaf olması gerekiyor.
🎣 İki Faktörlü Doğrulama Oltalama Saldırılarıyla Aşılıyor: Passkey Önerisi
İki faktörlü doğrulama (2FA/MFA), uzun süredir hesap güvenliğini artırmanın standart yollarından biriydi. Ancak güvenlik araştırmacıları, modern oltalama (phishing) saldırılarının bu korumayı giderek daha kolay aşabildiğini belirtiyor.

🎣 MFA Nasıl Aşılıyor? (Gerçek Zamanlı Saldırılar)
Saldırganlar, "adversary-in-the-middle" (AitM) olarak bilinen sofistike oltalama kitleri kullanıyor. Bu kitler, kullanıcı sahte bir giriş sayfasına bilgilerini girdiğinde, bu bilgileri eş zamanlı olarak gerçek siteye iletiyor.
Kullanıcı 2FA kodunu (SMS, uygulama kodu vb.) sahte siteye girdiğinde, saldırganın sistemi bu kodu anında gerçek siteye girerek oturumu ele geçiriyor. Yani kullanıcı farkında olmadan saldırgana hem şifresini hem de geçerli 2FA kodunu teslim etmiş oluyor.
🛡️ Korunma Yöntemleri: Bilinç ve Teknoloji
Bu tür saldırılara karşı en temel savunma hattı her zaman olduğu gibi oltalama saldırıları konusunda bilinçli olmak. Şüpheli bağlantılara tıklamamak, web sitelerinin adreslerini dikkatlice kontrol etmek ve beklenmedik giriş taleplerine karşı dikkatli olmak büyük önem taşıyor.
Ancak teknolojik bir çözüm olarak araştırmacılar giderek daha fazla Passkey (Geçiş Anahtarı) kullanımını öneriyor.
🔑 Neden Passkey Daha Güvenli?
Passkey'ler, geleneksel şifreler ve birçok 2FA yönteminden farklı çalışır ve oltalama saldırılarına karşı daha dayanıklıdır:
- Cihaza Özel Kriptografi: Passkey, fiziksel olarak o cihaza bağlıdır (telefon, bilgisayar, güvenlik anahtarı). Giriş, sadece kayıtlı cihaz üzerinden onaylanabilir.
- Otomatik URL Kontrolü: Passkey sistemi, giriş yapılmaya çalışılan web sitesinin adresini (URL) otomatik olarak doğrular. Eğer sahte bir siteye (farklı URL) giriş yapmaya çalışırsanız, Passkey çalışmaz. Bu, AitM saldırılarını büyük ölçüde engeller.
- Tek Cihaz Gerekliliği: Genellikle isteği başlatan cihaz ile onayı veren cihazın aynı olması gerekir, bu da uzaktan saldırıyı zorlaştırır.
✅ Kişisel Deneyim
Birçok modern şifre yöneticisi (hem tarayıcılarda hem de özel uygulamalarda) artık Passkey desteği sunuyor. Destekleyen sitelerde Passkey'i aktif etmek, hesap güvenliğini önemli ölçüde artırabilir. Passkey teknolojisinin de kendine özgü zorlukları (cihaz kaybı, platformlar arası senkronizasyon vb.) olsa da, özellikle oltalama saldırılarına karşı mevcut en güvenli yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor.
😥 Windows'un Varsayılan Bitlocker Ayarı Veri Kaybına Yol Açıyor
Microsoft'un Windows 11 24H2 güncellemesiyle birlikte Bitlocker disk şifrelemesini varsayılan olarak etkinleştirmesi, bazı kullanıcılar için beklenmedik veri kaybı sorunlarına yol açtı.
💾 Bitlocker Nedir ve Neden Önemlidir?
Bitlocker, Windows işletim sistemlerinde bulunan ve bilgisayarınızın sabit diskini veya SSD'sini tamamen şifreleyen bir güvenlik özelliğidir. Disk şifrelemesi aktif olduğunda, bilgisayarınıza fiziksel olarak erişim sağlayan bir kişi (örneğin hırsızlık durumunda), doğru şifre veya kurtarma anahtarı olmadan diskinizdeki verilere erişemez.
Bu özellik özellikle dizüstü bilgisayarlar gibi çalınma riski daha yüksek cihazlar için tavsiye edilir. Masaüstü bilgisayarlarda da kullanılabilir ancak şifreleme/çözme işlemleri nedeniyle performansta (genellikle fark edilmeyecek kadar küçük) düşüşler yaşanabilir.
❓ Veri Kaybının Nedeni: Bilinçsizlik ve Kayıp Anahtarlar
Peki, kullanıcılar neden veri kaybediyor? Sorunun temelinde, Microsoft'un Bitlocker'ı kullanıcılara yeterince bilgi vermeden veya açık bir onay almadan varsayılan olarak aktif etmesi yatıyor.
- Birçok kullanıcı, disklerinin şifrelendiğinin farkında bile olmuyor.
- Bitlocker etkinleştirildiğinde, genellikle bir kurtarma anahtarı oluşturulur ve bu anahtar kullanıcının Microsoft hesabına kaydedilir.
- Eğer kullanıcı Windows parolasını veya Microsoft hesabı parolasını unutursa ve Microsoft hesabına erişimini kaybederse (örneğin, hesap kurtarma bilgilerini güncellemediyse), diskin kilidini açacak kurtarma anahtarına da erişemiyor. Sonuç olarak diskteki tüm verilere erişim kalıcı olarak kaybediliyor.
🖥️ Microsoft'un Yaklaşımı ve Tartışmalar
Microsoft'un kullanıcıları bilgilendirmeden veya aktif onay almadan Bitlocker'ı varsayılan olarak açması eleştirilere neden oluyor. Kullanıcıların bu teknoloji hakkındaki bilinçsizliği, iyi niyetli bir güvenlik önleminin veri kaybıyla sonuçlanmasına yol açıyor. Özelliği varsayılan olarak sunmak yerine, kurulum sırasında veya sonrasında kullanıcıyı bilgilendirip, kurtarma anahtarının önemini vurgulayarak ve onay alarak etkinleştirmek daha doğru bir yaklaşım olabilirdi.
📱 Mobil Cihazlarla Karşılaştırma
Aslında disk şifrelemesinin varsayılan olarak açık olması yeni bir konsept değil. iPhone ve Android telefonlarda yıllardır disk şifrelemesi otomatik olarak yapılıyor ve bu da mobil cihaz güvenliğinin temel taşlarından biri.
Ancak mobil kullanıcılar genellikle tek bir hesap (Apple ID veya Google Hesabı) üzerinden ekosisteme daha entegre oldukları ve parola sıfırlama/kurtarma mekanizmalarına daha aşina oldukları için benzer sorunlar daha az yaşanıyor. Bilgisayar kullanıcılarının ise hesap yönetimi ve güvenlik önlemleri konusundaki farkındalık düzeyleri daha değişken olabiliyor, bu da Microsoft'un varsayılan yaklaşımını daha riskli hale getiriyor.
🥸 Mahremiyet
👂 Android Uygulamaları Ortam Seslerini Dinleyip Reklam Hedefliyor
Telefonunuzun mikrofonuna erişim izni verdiğiniz bazı Android uygulamaları, siz farkında olmadan ortam seslerini dinleyerek reklam hedeflemesi yapıyor olabilir. Bu durum, telefonunuz cebinizdeyken veya kullanmadığınız zamanlarda bile geçerli olabilir.
🎧 Telefonunuz Sizi Dinliyor Olabilir!
Yapılan bir araştırma, birçok Android uygulamasının, Alphonso adlı bir şirketin geliştirdiği bir teknolojiyi kullandığını ortaya çıkardı. Bu teknoloji, uygulamaların mikrofon aracılığıyla ortam seslerini analiz etmesine olanak tanıyor.
🤔 Alphonso Yazılımı Nasıl Çalışıyor?
Mikrofon erişimi izni verdiğiniz bir uygulamada bulunan Alphonso teknolojisi, periyodik olarak kendini aktif hale getiriyor ve çevrenizdeki seslerden kısa kayıtlar alıyor. Ancak bu ses kayıtlarını doğrudan sunucularına göndermiyor. Bunun yerine:
- Kaydedilen sesin benzersiz bir dijital parmak izini (hash değeri) oluşturuyor.
- Bu hash değerini Alphonso'nun sunucularına iletiyor.
- Sunucular, gelen hash değerini kendi devasa veritabanlarındaki (bilinen reklamlar, diziler, filmler, müzikler vb. ait) hash değerleriyle karşılaştırıyor.
🎯 Amaç: Hedefli Reklamcılık
Eğer sunucu tarafında bir eşleşme bulunursa (örneğin televizyonda izlediğiniz bir reklamın veya filmin sesi tespit edilirse), bu bilgi sizin reklam profilinize ekleniyor. Sonrasında ise bu bilgiye dayalı olarak size daha "alakalı" ve hedeflenmiş reklamlar gösteriliyor.
📜 Gizlilik Politikalarında Saklı Gerçek
Kullanıcıların büyük çoğunluğu bu durumdan habersiz. Her ne kadar bu tür veri toplama pratikleri genellikle uygulamanın uzun ve karmaşık gizlilik politikalarında belirtilse de, pratikte çok az kullanıcı bu metinleri okuyup anlıyor. Bu tür ortam dinleme teknolojilerinin varlığı uzun süredir tahmin ediliyordu ancak bu kadar yaygın bir şekilde kullanıldığına dair somut kanıtlar endişe verici.
🎙️ Mikrofon İzinlerine Dikkat!
Özellikle mikrofon erişimi gibi hassas bir izin verirken iki kere düşünmekte fayda var. İzin verdiğiniz bir uygulama, siz farkında olmadan arka planda ortam seslerini analiz edip bu bilgileri reklam hedeflemesi veya başka amaçlar için kullanabilir. Karşınıza çıkan "tam isabet" reklamların kaynağı, belki de sadece birkaç saat önce yan odada çalan bir televizyon programı olabilir.
🐧 Özgür ve Açık Kaynak Yazılım
🦊 Firefox'a Nihayet Sekme Gruplama Özelliği Geldi
Mozilla, popüler web tarayıcısı Firefox için kullanıcıların uzun süredir talep ettiği sekme gruplama (tab grouping) özelliğini nihayet kullanıma sundu.
🎉 Yıllardır Beklenen Özellik Sonunda Geldi
Chrome ve diğer Chromium tabanlı tarayıcılarda bir süredir bulunan bu özellik, Firefox kullanıcıları tarafından da yoğun bir şekilde isteniyordu. Artık Firefox kullanıcıları da sekmelerini konularına veya projelerine göre gruplayarak daha düzenli bir tarayıcı arayüzüne kavuşabilecekler.
📑 Nasıl Çalışıyor?
Yeni özellikle birlikte, kullanıcılar ilgili sekmeleri bir araya getirip bir grup oluşturabilecek, bu gruba isim verebilecek ve tek bir tıklamayla grubu daraltıp genişletebilecekler. Özellikle çok sayıda sekme ile çalışan kullanıcılar için büyük bir kolaylık sağlayacaktır.
🔄 Redis Tekrar Açık Kaynak Lisansına Geri Dönüyor
Popüler in-memory veri yapısı deposu Redis, lisanslama konusunda yaşadığı çalkantılı dönemin ardından tekrar açık kaynak dünyasına geri döndüğünü açıkladı.
📜 Lisans Değişikliği ve Topluluk Tepkisi
Redis, başlangıçta AGPL gibi özgür yazılım lisansları altında geliştiriliyordu. Ancak geçtiğimiz yıllarda şirketin aldığı bir kararla daha kısıtlayıcı, ticari odaklı bir lisansa geçiş yapmıştı. Bu karar, açık kaynak topluluğunda büyük bir tepkiyle karşılanmış ve birçok geliştirici projeden desteğini çekmişti. Hatta bu tepkinin bir sonucu olarak topluluk Redis'in son açık kaynak sürümünü temel alarak Valkey adında tamamen açık kaynaklı bir çatal (fork) proje başlatmıştı. Linux Foundation gibi önemli kuruluşlar da Valkey projesine destek vermişti.
✅ Geri Adım: Tekrar Açık Kaynak
Yaşanan bu gelişmelerin ve topluluk baskısının ardından Redis yönetimi, geri adım atarak tekrar özgür yazılım lisanslarına (AGPL) döndüğünü duyurdu. Şirket bu kararla açık kaynak topluluğuyla ilişkilerini düzeltmeyi umuyor olabilir.
❓ Zamanlama ve Etki: Geç Kalınmış Bir Hamle mi?
"Hatanın neresinden dönersen kârdır" dense de, bu geri dönüşün zamanlaması biraz geç kalınmış hissi uyandırıyor. Açık kaynak topluluğunun önemli bir kısmı ve birçok büyük şirket, alternatif olarak ortaya çıkan Valkey projesine yönelmiş durumda. Redis'in tekrar açık kaynak lisansına dönmesi olumlu bir adım olsa da, kaybedilen güveni ve geliştirici kitlesini ne ölçüde geri kazanabileceği zamanla görülecek.
💻 Donanım
📅 LG, Telefon Güncelleme Sunucularını Haziran'da Kapatıyor
Geçmişte popüler akıllı telefon modelleriyle tanınan LG, mobil sektörden çekilme kararının ardından önemli bir adım daha atıyor. Şirket, Android telefonları için güncelleme sunucularını Haziran 2025'te kapatacağını duyurdu.
⏳ Güncelleme Sunucuları Kapanıyor: Son Tarih Haziran
Bu karar, LG marka Android telefon sahipleri için önemli bir gelişme. Sunucuların kapatılmasıyla birlikte, mevcut LG telefonlarına resmi yollardan yazılım güncellemesi indirmek veya fabrika ayarlarına döndükten sonra güncellemeleri tekrar yüklemek mümkün olmayacak. Son tarih Haziran 2025 olarak belirlendi.
⚠️ LG Kullanıcılarına Önemli Uyarı
Eğer hala aktif olarak kullandığınız veya yedekte tuttuğunuz bir LG Android telefonunuz varsa ve cihazınız için yayınlanmış ancak henüz yüklemediğiniz güncellemeler bulunuyorsa, bu güncellemeleri Haziran ayı gelmeden indirip yüklemeniz önemle tavsiye edilir. Sunucular kapandıktan sonra bu işlemleri gerçekleştiremeyebilirsiniz.
🚪 Kapanma Neden? (Telefon Piyasasından Çekilme)
LG'nin güncelleme sunucularını kapatma kararı sürpriz değil. Şirke, artan rekabet ve kârlılık sorunları nedeniyle akıllı telefon üretim ve satış operasyonlarını durdurduğunu açıklamıştı. Sunucuların kapatılması bu çekilme sürecinin doğal bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
📰 Bahsetmeye Değer Haberler
▶️ YouTube Video Oynatıcısının Arayüzünü Değiştiriyor
YouTube, web platformundaki video oynatıcısının arayüzünü yenilemek için testlere başladı. Bu değişiklik, platformun yıllardır büyük ölçüde aynı kalan oynatıcı tasarımında önemli bir farklılık yaratıyor.
✨ Yeni Arayüz Test Ediliyor
Google, bazı kullanıcılarla yeni bir video oynatıcı arayüzünü test ediyor. Yeni tasarım, daha modern bir görünüm sunmayı hedeflerken bazı işlevsel değişiklikleri de beraberinde getiriyor.



🤔 Neler Değişti? (Hap Tasarımı ve İkon Yerleşimi)
Yeni arayüzün en belirgin özelliği, kontrol düğmelerinin (oynat/duraklat, sonraki video vb.) ve ilerleme çubuğunun "hap" şeklinde, yani kenarları yuvarlatılmış gruplar halinde düzenlenmiş olması. Ayrıca bazı ikonların yerleri de değişmiş:
- Ses kontrol düğmesi sağ tarafa taşınmış.
- Daha da önemlisi, raporlara göre artık fare tekerleği kullanılarak ses seviyesini ayarlama işlevi kaldırılmış. Bu durum, birçok kullanıcının alışkanlığını değiştirmesini gerektirebilir.
⏳ Yıllar Sonra Gelen Büyük Değişiklik
YouTube'un video oynatıcısı, yıllar içinde ufak tefek kozmetik güncellemeler alsa da temel yapısı büyük ölçüde aynı kalmıştı. Bu yeni test edilen arayüz, platform tarihindeki en köklü oynatıcı değişikliklerinden biri olabilir.
🤷♀️ Kullanıcı Tepkileri ve Alışma Süreci
Genellikle büyük arayüz değişiklikleri ilk başta kullanıcıların çoğundan olumsuz tepki alır, ancak zamanla alışılır. Fare tekerleğiyle ses kontrolünün kaldırılması gibi işlevsellik kayıpları ise daha kalıcı eleştirilere neden olabilir. Yeni arayüz henüz herkese sunulmadığı için genel kabul görüp görmeyeceğini zaman gösterecek. Eğer bu yeni arayüzü deneyimleme şansı bulduysanız, düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.
🏠 YouTube Ana Sayfa Arayüzünü de Değiştirdi: Daha Büyük Kapaklar
YouTube'daki arayüz değişiklikleri sadece video oynatıcısıyla sınırlı kalmadı. Platform, ana sayfa düzeninde de testler yapıyor ve bu testler sonucunda video kapak fotoğrafları (thumbnail) eskisinden çok daha büyük görünüyor.

🖼️ Ana Sayfada da Değişiklik Rüzgarı
Bazı kullanıcıların karşılaştığı yeni ana sayfa tasarımında, video kapakları ekranı daha fazla kaplıyor. Örneğin, 32 inç boyutunda ve 1440p çözünürlüğe sahip bir ekranda aynı anda sadece 6 videonun sığdığı rapor ediliyor. Önceki tasarıma göre gözle görülür bir azalma anlamına geliyor.
❓ Daha Büyük Kapaklar, Daha Az Video
Video kapaklarının büyütülmesi, muhtemelen videoların daha dikkat çekici olmasını ve tıklanma oranlarını artırmayı hedefliyor. YouTube, muhtemelen A/B testleriyle bu tasarımın izlenme sürelerini veya etkileşimi artırdığını gözlemlemiş olabilir.
👍 Amaç Ne Olabilir?
Ancak bu değişikliğin kullanıcı deneyimi açısından nasıl karşılanacağı belirsiz. Daha az videonun aynı anda görünmesi, içerik keşfini yavaşlatabilir veya kullanıcıları daha fazla kaydırma yapmaya zorlayabilir. Bu yeni ana sayfa düzeni de henüz herkese sunulmadı. Sizin bu konudaki düşünceleriniz neler? Yorumlarda belirtebilirsiniz.
✂️ YouTube, Videolardan Yapay Zeka ile Klipler Oluşturmayı Test Ediyor
YouTube, arama sonuçlarını zenginleştirmek ve kullanıcılara aradıkları bilgiye daha hızlı ulaşma imkanı sunmak amacıyla yapay zeka destekli ilginç bir özelliği test ediyor: Yapay Zeka Klipleri.
🤖 Yapay Zeka Destekli Klipler Geliyor
Bu yeni özellikle YouTube, uzun videoların içeriğini yapay zeka kullanarak analiz edecek ve videonun en alakalı veya önemli kısımlarından otomatik olarak kısa klipler oluşturacak.
🔍 Nasıl Çalışacak?
Bir kullanıcı, videonun içeriğiyle ilgili bir arama yaptığında, YouTube arama sonuçlarında doğrudan tüm videoyu göstermek yerine, yapay zeka tarafından oluşturulan bu kısa ve özeti niteliğindeki klibi sunabilecek. Bu da kullanıcıların bir videonun tamamını izlemeden aradıkları spesifik bilgiye ulaşıp ulaşamayacaklarını anlamalarına yardımcı olabilir.
🧪 Kimler Test Ediyor?
Bu özellik şu anda sadece İngilizce içerikler için ve kısıtlı sayıda YouTube Premium abonesiyle test ediliyor. Henüz geniş çapta kullanıma sunulmadı.
📉 Arama Sonuçları ve Şüpheler
YouTube'un arama özelliğinin kalitesi son yıllarda birçok kullanıcı tarafından eleştiriliyor. Eskiden daha isabetli sonuçlar verirken, şimdilerde algoritmanın önerdiği veya popüler olan içeriklerin arama sonuçlarında daha fazla ön plana çıktığı, aranan spesifik kelimelerle tam eşleşen sonuçların bulunmasının zorlaştığı belirtiliyor.
Neredeyse ana sayfa akışına benzer bir hal aldığı yönünde eleştiriler mevcut. YouTube'un mevcut arama sistemindeki bu sorunlar nedeniyle, yapay zeka klipleri özelliğinin arama deneyimini gerçekten iyileştirip iyileştirmeyeceği konusunda şüpheler bulunuyor. Özelliğin ne kadar başarılı olacağını ancak yaygın kullanıma sunulduktan sonra anlayabileceğiz.
💻 WhatsApp Web'e Sesli ve Görüntülü Arama Özelliği Geliyor
Popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp'ın web sürümü için uzun zamandır beklenen bir özellik yolda olabilir. Sızdırılan bilgilere göre, WhatsApp Web'e yakında sesli ve görüntülü arama yapma yeteneği eklenecek.

✨ Beta Sürümünde Ortaya Çıktı
Sızdırılan ekran görüntülerinde, WhatsApp Web'in beta sürümlerinden birinde sesli ve görüntülü arama ikonlarının belirdiği görülüyor. Bu da özelliğin aktif olarak test edildiğini ve yakın zamanda tüm kullanıcılara sunulabileceğini gösteriyor.
👍 Neden Önemli? (Platform Bağımsızlığı)
Bu özelliğin web sürümüne gelmesi, kullanıcılar için büyük bir kolaylık sağlayacak. Özellikle her platformda (örneğin Linux gibi) WhatsApp'ın resmi masaüstü uygulaması bulunmuyor. Web sürümü üzerinden arama yapabilmek, kullanıcıların telefonlarına ihtiyaç duymadan bilgisayarları üzerinden iletişim kurmalarını sağlayacak.
📉 Google Arama Motoru Pazar Payı Yıllar Sonra İlk Kez %90 Altında
Arama motoru devi Google, yıllardır süregelen hakimiyetinde küçük de olsa bir gerileme yaşadı. Son verilere göre, Google'ın küresel arama motoru pazarındaki payı, uzun bir aradan sonra ilk kez %90 psikolojik sınırının altına düşerek %89.71 olarak kaydedildi.
📊 Psikolojik Sınır Aşıldı: %90 Altında
%90 seviyesi, Google'ın arama pazarındaki ezici üstünlüğünün bir sembolü haline gelmişti. Bu oranın altına düşülmesi, sembolik de olsa önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

🌍 Küçük Oran, Büyük Anlam
İlk bakışta %1-2'lik bir düşüş önemsiz gibi görünebilir. Ancak internette yaklaşık 5.56 milyar kullanıcının olduğu tahmin ediliyor. Bu devasa kullanıcı tabanında %1'lik bir pay bile on milyonlarca insan anlamına geliyor. Yani Google'ın kaybettiği veya alternatif arama motorlarına yönelen kullanıcı sayısı oldukça fazla.
🤔 Google'ın Tahtı Sallanıyor mu? (Yapay Zeka Etkisi)
Elbette bu durum "Google bitti" anlamına gelmiyor. Şirket hala pazarın mutlak hakimi. Ancak özellikle ChatGPT, Perplexity gibi yapay zeka destekli arama ve cevap motorlarının yükselişi, kullanıcıların bilgi arama alışkanlıklarını değiştirmeye başladı.
Bu pazar payı düşüşü, yapay zeka çağında Google'ın tahtının ilk kez ciddi anlamda tehdit altında olabileceğinin bir işareti olabilir. Rekabetin nasıl şekilleneceğini ve Google'ın bu yeni döneme nasıl adapte olacağını zaman gösterecek.
💸 Meta'nın Reality Labs Bölümü 60 Milyar Doları Aşkın Zarar Etti
Meta'nın (eski adıyla Facebook) büyük umutlarla yatırım yaptığı artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) ve metaverse projelerini yürüten Reality Labs bölümü, şirkete milyarlarca dolara mal olmaya devam ediyor. Açıklanan son verilere göre, bu bölümün 2020'den bu yana Meta'ya toplam zararı 60 milyar doları aştı.
🤑 Metaverse Rüyasının Ağır Faturası
Meta CEO'su Mark Zuckerberg, metaverse vizyonuna ve AR/VR teknolojilerine milyarlarca dolar akıtmaya devam ediyor. Şirket, bu alanı geleceğin interneti ve sosyal etkileşim platformu olarak görüyor ve bu alanda lider olmak için büyük yatırımlar yapıyor. Ancak bu yatırımların geri dönüşü henüz beklentileri karşılamaktan çok uzak.
💰 Zuckerberg'in Büyük Kumarı
Eğer metaverse ve ilgili teknolojiler beklendiği gibi yaygınlaşır ve hayatımızın bir parçası haline gelirse, Meta bu alandaki erken ve büyük yatırımları sayesinde en çok kazanan şirketlerden biri olabilir.
❓ Gelecek Ne Getirecek? (Kayıp Milyarlar)
Ancak bu vizyon gerçekleşmezse veya beklenenden çok daha yavaş hayata geçerse, Meta'nın kaybı katlanarak artabilir. Şimdiden 60 milyar doları aşan zarar, en büyük teknoloji şirketleri için bile göz ardı edilemeyecek devasa bir miktar. Meta'nın bu yüksek riskli stratejisinin başarılı olup olmayacağını ve Reality Labs'in ne zaman kâra geçebileceğini (veya geçip geçemeyeceğini) zaman gösterecek.
🤦 Microsoft Office Yavaş Açılıyor Diye Windows Başlangıcına Eklendi
Microsoft, kullanıcıların sıkça dile getirdiği "Office uygulamaları yavaş açılıyor" şikayetine ilginç bir çözüm buldu. Ancak bu çözüm, beklenen optimizasyon çalışmaları yerine, Office'i Windows başlangıcına eklemek oldu.
🐌 Sorun: Yavaş Açılan Office Uygulamaları
Word, Excel, PowerPoint gibi Microsoft Office uygulamalarının ilk açılışta yavaş olması, uzun süredir kullanıcıların canını sıkan bir konuydu. Kullanıcılar, uygulamaların daha hızlı başlaması için optimizasyon bekliyordu.
🤔 Microsoft'un "Çözümü": Windows Başlangıcına Ekleme
Microsoft ise sorunu çözmek için farklı bir yol izledi. Şirket, Office uygulamalarının bazı bileşenlerini Windows başlarken otomatik olarak arka planda yüklemeye karar verdi. Bu sayede kullanıcı Office uygulamasını açmak istediğinde, uygulama zaten kısmen yüklendiği için daha hızlı açılacakmış gibi görünecek.
💡 Optimizasyon Yerine Kolay Yol mu?
Bu yaklaşım, yazılımı optimize ederek gerçek bir performans artışı sağlamak yerine, sorunu başka bir alana (Windows başlangıç süresine) kaydırmak olarak yorumlanabilir. Yani Office hızlı açılsın diye, bu sefer potansiyel olarak Windows'un açılış süresi yavaşlayacak.
🖥️ Android 16 ile Telefonunuz Bilgisayar Moduna Geçecek
Google'ın mobil işletim sistemi Android'in bir sonraki büyük sürümü olan Android 16, telefonları adeta bir masaüstü bilgisayara dönüştürebilecek yerel bir "bilgisayar modu" özelliğiyle gelecek.
✨ Android 16 ile Gelen Yenilik: Masaüstü Modu
Bu yeni özellik sayesinde kullanıcılar, Android telefonlarını bir HDMI kablosu aracılığıyla harici bir monitöre veya televizyona bağlayarak, geleneksel bir bilgisayar arayüzüne benzer bir deneyim yaşayabilecekler. Bu arayüz, klavye ve fare ile kontrol edilebilecek.

👍 Nasıl Çalışacak? (Samsung DeX Benzeri)
Bu konsept aslında yeni değil. Samsung, yıllardır "DeX" adını verdiği benzer bir özelliği kendi telefonlarında sunuyordu. Ancak Android 16 ile birlikte bu özellik, işletim sisteminin çekirdeğine entegre edilecek ve potansiyel olarak tüm Android cihazları için standart hale gelebilecek. Paylaşılan videolarda, pencereli uygulama yönetimi, görev çubuğu gibi masaüstü ortamına özgü öğelerin bulunduğu görülüyor.
✅ Potansiyel Faydaları
Bu özellik, özellikle yanında bilgisayar taşımak istemeyen veya bilgisayara erişimi olmayan kullanıcılar için büyük bir kolaylık sağlayabilir. Telefonu bir ekrana bağlayıp klavye ve fare ile kullanarak belge düzenleme, internette gezinme, e-posta yönetimi gibi temel bilgisayar görevlerini daha verimli bir şekilde yapmak mümkün olabilir.
❓ Zorluklar: Üretici Arayüzleri ve Adaptasyon
Ancak burada önemli bir soru işareti var: Android ekosistemindeki çeşitlilik. Samsung, Xiaomi, Oppo gibi birçok üretici, Android üzerine kendi özel arayüzlerini (One UI, HyperOS vb.) giydiriyor. Google'ın sunacağı bu standart masaüstü modunun, üreticilerin kendi arayüzleriyle ne kadar uyumlu çalışacağı ve üreticilerin bu özelliği kendi cihazlarına ne ölçüde ve nasıl adapte edeceği belirsizliğini koruyor.
Eğer üreticiler bu özelliği benimser ve başarılı bir şekilde entegre ederlerse, milyonlarca Android telefon potansiyel birer bilgisayara dönüşebilir ve bu durum mobil üretkenlikte yeni bir sayfa açabilir.
🤝 Sponsor: Ekibiniz İçin Tümleşik Çözüm: Bitrix24 ile Tanışın
Birçok şirket sürekli yeni yazılımlar satın alarak hataya düşüyor. Eğer siz de bu kısır döngüye girmek istemiyorsanız, sponsorumuz Bitrix24'ün sunduğu tek portal çözümüne göz atmanızda fayda var.
📋 Görev Yönetiminden E-Ticarete
- Bitrix24; görev takibi, ekip içi iletişim, insan kaynakları yönetimi ve site-mağaza oluşturma gibi birçok özelliği tek çatı altında sunuyor.

- Özellikle CRM sistemi ile öne çıkıyor. Müşteri ilişkilerinizi daha etkili yönetebilir, satış sürecinizi tamamen kontrol altına alabilirsiniz.

⚙️ Otomasyon ve Yapay Zeka Destekli CRM
- Bitrix24’ün CRM’i ile müşteri adaylarını yönetebilir, satış fırsatlarını takip edebilir, ödemeleri ve imzaları dijital ortamda alabilirsiniz.

- SMS, e-posta gibi iletişimleri otomatikleştirebilir, iş akışlarını hızlandırabilirsiniz.
- En etkileyici kısmıysa: CoPilot yapay zeka asistanı, telefon görüşmelerini analiz ederek CRM alanlarını otomatik olarak dolduruyor.
🌍 15 Milyon Şirketin Tercihi
- Şu an 15 milyondan fazla şirket Bitrix24 kullanıyor.
- Ekibinizde farklı diller konuşuluyorsa sorun yok; Bitrix24 18 farklı dili destekliyor.
💰 Kullanıcı Başına Ücret Yok
- Diğer CRM sistemlerinde olduğu gibi kişi başı ödeme yerine, Bitrix24’te plan bazlı ödeme yapıyorsunuz.
- Aylık ya da yıllık ödeme yaparak tüm kullanıcıları kapsayan bir sisteme sahip oluyorsunuz.
🆓 Ücretsiz Başlayın
- Bitrix24'ün ömür boyu ücretsiz bir sürümü var.
- 5 GB depolama alanı ve sınırsız kullanıcı desteğiyle hemen başlayabilirsiniz.
Bağlantıya tıklayarak Bitrix24'ü ücretsiz deneyebilir, ekibinize yepyeni bir düzen kazandırabilirsiniz. Bültene sponsor oldukları için Bitrix24’e teşekkür ediyoruz.
🎥 Ne Üretiyorum?
İlk videomuzda neden YouTube plaketimi izleyicimin gönderdiğini anlatıyorum.
İkinci videomuzda Pewdiepie'ın Linux videosunu izleyip yorumluyoruz.
Üçüncü videomuzdaysa Ente Fotoğrafların neden Google Fotoğraflar'a kıyasla daha iyi bir alternatif olduğunu konuşuyoruz.
Bu haftaki bültenin sonuna geldik, haftaya görüşmek üzere!